11 Aralık 2015 Cuma

Garnier Micellar Su/Bioderma Sensibio AR Karşılaştırma( Garnier Micellar vs. Bioderma H20)

Selamlar arkadaşlar
Muhtemelen bin kez yazılmış bir karşılaştırma yazısı da ben yazayım bir de benden dinleyin olmaz mı?


Şimdi biliyorsunuz ama ben yine de kısaca bahsedeyim. 
Bu iki arkadaş da makyaj temizlemede kullanılan  ürünlerden. 
İkisi de su kıvamında ve makyajınızı bunlarla temizlemenizin ardından tekrar yıkama gerektirmiyor. 

Kullanımı ise şöyle; ikisini de pamuğa döküp yüzünüze tutup bekletiyorsunuz. Mıknatıs gibi çekip aldığı için, ovalamanıza gerek kalmıyor. Micel kelimesi de oradan geliyor.

Benim tecrübelerime gelirsek:  bence ikisi de, mutlaka az bir pamuk daha alıp gözdeki makyajı çıkarmaya uğraştırıyor. Takma kirpik, sim vs de kullanmıyor olmama rağmen basit makyajlar için bile ikisinde de ne yazık ki ekstra efor harcadım. Tüm yüzümü temizledikten sonra dönüp bir pamuk daha alarak gözümde kalan eyeliner ve rimeli temizzledim.
 Ardından ikisinde de hiç yağlı his kalmıyor. 

Bir artısı daha var ki o da makyaj temizliği ardından tonik gerektirmiyor olması.

Lakin ben sonunda bir fark buldum :D O kadar kusur kadı kızında da olur ama olsun :D 
Bioderma ikisi için de aynı saniye beklediğinizde daha iyi iş çıkarıyor.

Aşağıya görsel olarak ikisine de 30 ar saniye beklediğim aynı göz makyajımın fotoğrafını atıyorum. Çok korkunç farkındayım :D



Elimdekilerin dibinde kaldı. Bunlar bittikten sonra da Avene ve La Roche Posay 'ın da micel suyuna başlayacağım. Daha önce edindim ama ''Biri bitmeden diğerini açma'' diye kendime söz verdim.

Hangisini tercih ediyorsun derseniz Garnier'e dönüp dolaşıp gelirim. Malum yarı yarıya fiyat farkı var. Ama, çok büyük oranı psikolojik olmakla birlikte biraz daha özenilmiş makyaj yaptığımda (bronzer, aydınlatıcı vs) o zaman elim Biodermaya gidiyor.

Daha önce Lorealin misel suyunu da kullanmıştım ama elim bir daha ona gitmedi.

Siz başka misel sular kullandınız mı? 
İyi hafta sonları :)

25 Ekim 2015 Pazar

Uygun Fiyatlı Mac Muadili/MAC Cheap Dupes

Selamlar arkadaşlar 

Bugünün yazısı çoktandır nette ''bunlarla ilgili hiç yazı yok'' eleştirisi gördüğüm bir konu hakkında olacak. Çok konuşan bloggerdan sevgilerle başlıyorum artık :D

Bloggerlar Golden Rose'un gönderdiği bir kaç renk ile ellerindeki MAC rujları karşılaştırmışlardı. E ben nedense o blogger listelerinde olmadığıma göre :P (yazar burada sitem eder), uzun süre kullanıp farkettiğim anda yazsam da birilerine faydam dokunsa öyle değil mi? :)

Benim dudak biraz problemli. Şöyle ki ben nedenini çıldırmış gibi ararken en sonunda blogger arkadaşım Makyajlıcadı ile çektiğimiz videodan sonra durumu çakmış oldum. Kendimi farketmiş oldum yani. Hiç kendime objektif olarak bakmamıştım video çekmediğim için . Arkadaşlar meğer ben gülerken ağzımı kapayıp dişlerimi dışarıda bırakıyormuşum ahahahaa :D Tavşan dişliymişim yani. Böylelikle de ön dişlerim dudağımdaki rujun yarısını söküp alıyormuş :D Çok komik değil mi? 

 Hiç bir ruj dudağımda durmuyor diye söylenirken MAC rujların bu konuda çok iyi olduğunu, her dudakta durduğunu öğrenmiştim. Naptım kuruş kuruş para biriktirip gidip MAC aldım. Ama tabi o da durmadı ben daha bu durumun farkında değilken. Beklediğim kadar durmadı dudağımda.

No lipsticks lasts longer on my lips because of my shape of bunny teeth haha :D So, i gave a MAC lipstick to solve this problem. But it is still not lasts longer as i imagine. 

Sonra net üzerinde bloggerların çok övdüğü bir seriye denk geldim. Golden Rose'un Matte Velvetleri. Madem bu kadar kalıcılarmış bir deneyelim dedim. Gidip içinden sürekli kullanmaya en yatkın olduğum renk olan gül kurusunu buldum aldım.

Than i find Golden Rose Matte Velvet people says which lasts longer.

Veee ta taaammm! Dudağım silinse bile homojen şekilde silindiği için ben artık bunu kullanabilirim diye düşündüm sonra da aklıma evdeki MAC rengi geldi. Aynı makyaj ile denedim kesinlikle aynı mı duruyor ki diye evet. Benim dudaklarımda kesinlikle aynı duruyor!


Soldaki arkadaş MAC in Satin serisinden Twig- Sağ taraftaki ise Golden Rose Matte Velvet 12

Left one MAC Satin- Right one Golden Rose Matte Velvet 12


 Dudağımdaki duruşu ise şu şekilde: 


Fotoğraflara hiç bir şekilde filtre veya photoshop koymadım ki yanıltıcı olmasın. Yalnız uyarayım, benim dudaklarım açık renk olduğu için, rujlar dudağımda olduğundan farklı durabilir.

There is no photoshop or no filter on my pictures but i should warn you; my lips are light color so that the lipsticks can looks different from people to people.

Aralarındaki farklar hakkında söyleyebileceklerim ise şöyle:

- Golden Rose Matte Velvet yarım ton daha pembe alt tonluyken, Mac Twig daha çok kahvelik içeriyor. 

Golden Rose has more pink undertone while Mac Twig has more browny color.

-Kalıcılık konusunda Golden Rose daha başarılıyken, dudaklara dolma konusunda Mac Twig daha az doluyor. Ama homojen olarak silindiği için uzun günlere tercih edecek olsam Golden Rose derim.

Golden Rose lasts a bit longer but it looks more homogeneous when it disappear than MAC twig fades away.

-Elbette ambalaj MAC de daha başarılıyken, Golden Roseda da hiç bir problem yaşamadım.

The packaging looks more elegant on MAC Twig but there is nothing wrong with Golden Rose either.

-İkisi de bir şey yiyip içmeden 4-5 saat rahatça kalıyor. Tabi yukardaki nedenden bende kalışı gülmeme bağlı olarak değişiyor :D 

Both of them lasts 4-5 hours without drinking and eating something but this situation changes with my strange laugh as i told before :D

Golden Rose Matte Velvet şu an 17.90 dı, ben indirimle 9.90 a almıştım. MAC Twig ise 55 lira.
MAC Twig is more expensive than Golden Rose Matte Velvet.
As a result, Golden Rose Matte Velvet is not exactly dupe but very very similar.

Golden Rose Matte Velvet Mac Twige bire bire muadil sayılmasa da çok fazla benzerlikleri olduğu kesin.

Nasıl buldunuz ^^ İyi haftasonları :)


29 Eylül 2015 Salı

Düşük Göz Kapakları için Makyaj ve Bol Sohbet

Selam arkadaşlaar :)

 Blogda yüzümü göstermeye pek niyetim yoktu ama sevgili arkadaşım Ayda (makyajlıcadı) ile binbir sıkıntıya, hastalıklarımıza rağmen göz makyajı çektik.E bu kadar emek de boşa gitmesin değil mi :D

 Hatunun video sabahı  migreni tuttu . Benimse geçmek bilmez gribimin dördüncü günüydü buna rağmen burnum gözlerim şakır şakır akmaya devam etmiş videonun sonuna doğru. 

Baştan uyarayım aşırı uzun bir video olmuş . Sebebiyse bir seneden fazladır yüz yüze görüşemememiz olabilir. :D Yalnız bool ipuculu bir video olmuş düşük göz kapakları olan arkadaşların izlemesini şiddetle tavsiye ediyorum.

İzlerseniz ve bloğa abone olursanız çok memnun olurum :)

Güzel haftalarınız olsun 





3 Eylül 2015 Perşembe

Ağustosve Temmuz Ayı Bitenleri

Geç kalmış bir bitenler yazısı ve üşengeç bloggerdan bir adet merhaba!
Bugün size geçen ay neler bitirdim bahsedeyim.


1-Watsons Saç Kremi Tüm Saç Tipleri: Kıvırcık saçıma krem yetiştiremiyorum efendim! Denemek için aldığım şampuanlarla da bu şekilde şişe şişe krem almam gerekiyor. Ortalama bir kremden hiç bir farkı yoktu yalnız benim için. Saçımı yeterince açıp bukleleri belirginleştirecek uygun fiyatlı bir krem daha bulamadım.

2-Yves Rocher Boucles Curls Sprey: Kıvırcık saçlar için bukle belirginleştirici oluyor kendisi. Banyo sonrası kullanılıyor durulanmıyor. Tamemen kendi haline bıraktığım saçlarımdan daha iyi bir hal verdiği kesin ama bir köpük kadar değil ne yazık ki! Keşke stoklamasaymışım.

3-Eyüp Sabri Tuncer Zeytinyağlı Krem: Vücuduma sürerek bitirdim ama benim aşırı kuru cildimi yeterince nemlendirmediğini düşünüyorum. Ayrıca ne yazık ki doğal felan değildi. İçeriği kimyasal doluydu. Ya süreriz, onu da süreriz. Ama keşke üzerine doğal yazmasaydınız.

4-Alterra Duschgel Bio Agave ve Aloe Vera Özlü: İçeriğinin diğer duş jellerine göre daha iyi olmasından dolayı tercih ettiğim Rossmannın kendi ürünü. Memnundum temizlik hissi ve kokusundan. Gayet unisex bir kokuydu. Elimdeki stoklar bir gün biterse alabilirim.

5- MariLou Bio Anti Age Krem: Kullanıp bitirdim. Fakat kokusundan hiç hoşlanmıyordum. Anti age özelliğini gördün mü derseniz onu anlayabilecek durumda değilim. 26 yaşındayım. Ama gece bakımında tercih ettiğim bir üründü. Bir daha alacağımı sanmıyorum.

6-Rosense Gül Suyu: Cilt bakımımda tonik yerine kullandığım bir üründü. Bir süre sonra kokusu değişmeye başladı. Sanırım sıcaklara dayanamadı. Yoksa memnun sayılabilirdim.

7-Eyfel Parfüm : Bildiğimiz 5 liralık parfüm :) Parfümü cildime sıkmadığımdan sorun olmayacağını düşünüyordum giysilerle. Elimdeki stoklar tükeninceye kadar almam.

8-Lilibe 70 li Pamuk: Güzel bir pamuk ama artık yüzde 50 nin üzerinde indirim olmadıkça alacağımı sanmıyorum. Çünkü a101, bim felan da artık gayet alınabilir pamuklar çıkardı piyasaya. Onlardan devam edeceğim.

9- Rival de Loop Young Liquid Eyeliner: Bu arkadaştan ciddi manada hiç haz etmedim ne yazık ki. Gözümü kapadığım anda göz kapağıma bulaşıyordu. Kolay sürümlü olmasına rağmen bir sürü kez denedim ve her seferinde aynı şey olunca dayanamadım attım. 

10-Deborah Milano Nail Nourishing Cream: Ülkemizde olmayan bir arkadaştı. Yurt dışından hediye geldi. Güzel nemlendiriyordu ama hiç bir zaman bir kütikül kremi kadar başarılı olamıyor bu tarz ürünler. Zaten alma şansım yok.

11-Garnier Neem Temizleyici Jel : Bu da hoş bir üründü tester gibi denemek için almıştım. Makyaj çıkarmakta çok iyi değildi ama genel temizleyici olarak kurutmadan temizlemesi bence drugstore için gayet az bulunur bir durum.

12- Garnier Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu: Gayet anlaşabiliyordum hiç bir reaksiyon da vermedi hassas cildim. Sanırım elimdeki Bioderma ile bir karşılaştırma yazısı gelecek bununla ilgili.

13-Alterra Hydro Göz Kremi: Bu göz kreminden de gayet memnundum. Hiç rahatsızlık vermemişti. Miliaya sebep olmaması zaten benim için mucize sayılır. Tabi her ürün gibi bu da herkeste değişiklik gösterir. Ama ben yine de yoğun kremler kullanmalıyım artık. Mimik dolayısıyla kırışıklarım başladı çünkü. Bunu 20 yaş üstü makyaj yapmaya başlamış sorunsuz gözlere önerebilirim.

14-Rival de Loop Salatalık Özlü Yüz Yıkama Jeli: Güzel bir temizleme hissi vardı ama ne yazık ki kurutuyordu. Sabunsuz olması güzel bir seçenek ama. Sabunsuz nasıl kurutuyor bilemedim? ! Ya belki de benim cildim çok nemsiz. Anlayamıyorum.

15-Essence Studio Nails Fast Cuticle Remover: Ülkemizde hiç görmedim ama mutlaka çıkıyordur. Kütiküllerimi 4-5 günde bir itmek zorunda kalan bir insan olduğum için o pırtık pırtık görüntüyü alması iyi oluyordu bitince bulamadım zaten alternatiflerden burada ve instagramda bahsedeceğim.

16-Divinia Deep Cleansing Oil: Resmen yağ şeklinde köpüren bir temizleyiciydi. Temizlemesi de kurutmaması da güzeldi ancak 3 çeşit paraben vardı. He o kadar takmıyorum parabene ama, diğer tüm bakım ürünleriyle düşününce ciddi oranda kanserojen almayayım diyorum daha fazla.

17-Loreal Perfect Clean Köpük Krem: Vallahi sırf ortasından çıkan temizleme zımbırtısı yüzünden aldım desem yeri. Artık drugstorelardan misel su hariç temizleyici almamaya karar vereceğim gibi görünüyor. Hepsi beni kurutuyor!

18-Isana Med Üreli Şampuan: Öyle üre deyince aklınıza hemen çiş gelmesin :D Yumuşatma vaadli bir içerik o. Ancak benim kazık saçlarımı o kadar da düzeltemedi. Saçım biraz kendine geldiğinde bir kez daha alıp deneyebilirim.

19-Urtekram Organik Floridsiz Diş Macunu: Bu içeriği çok temiz bir arkadaşımız. Duranceden indirimde almıştım. Ama bana organik diş macunları temizlik hissi vermiyor buna emin oldum. Elimdekiler bitince yine de dönebilirim çünkü hassasiyetimi azdırmıyorlar.

20-The Balm What is Your Type-Tall Dark Handsome: Uzunluk veren bir maskaraydı. Göz altlarıma dağılma yapmama en önemli özelliğinde de benden iyi puan almıştı :D İndirimde 22 ye felan denk gelmişti diye hatırlıyorum. Hoşuma giden bir şey bulamazsam dönebilirim tekrar.

21- Rossmann Kaş Fırçası: Aşırı sert olan bu fırçayı nasıl kullanıyorlar düşünüp durdum. Her yolu denedim anlaşamadım. Bir tarafı ince uçluydu o tarafla da eyeliner denedim defalarca ama onu da başaramadım. En sonunda attım gitti.

22- Bromelain 500 mcg(2 şişe): Ameliyat sonrası şişliklerini indirmeye yardımcı bir besin desteği. Faydası olmuştur  diye düşünüyorum. Çünkü inanılmaz bir ödem yapmıştı tüm vücudum. Çoğu gittiğine göre demek ki fayda etti. Ayrıca alerjiye de iyi gelen ananas özü içeriğinden oluşuyormuş. C vitamini takviyesi içerdiği için de sigara içenlere de tavsiye ediliyor. 

Evet Temmuz ve Ağustos aylarının bitenleri bunlardı arkadaşlar. Tabiki bu kadar temizleme ürününü bu sürede bitirmedim bunlar yarım yarım kalıp da ayın içine denk gelmiş oldukları için böyle oldular.

Kullanıp memnun kaldığınız bir şey var mı bunlardan? 
Herkese sevgiler.

15 Ağustos 2015 Cumartesi

Ecotools Eye Enhancing Duo Set - İki taraflı fırçalar ile tüm göz makyajını çıkartmak

Selamlar
Gratis indirim yaptığında hepimiz mutlaka bir şeyler alır olduk. Yalnız benim her zamanki gibi şikayetim var tüm drugtorelara, sesimi duyan var mı bilmiyorum ama lütfen artık normal fiyatın üzerine iki misli fiyat koyup indirmiş gibi yapmayın! Yemiyoruz. 

Ama sanırım tanıtım fiyatı kaynaklı, bayağı normalleşmiş bir fiyat ile 21.75 e bu setin sahibi oldum.

Her neyse efendim bahsedeceğim arkadaş yeni çıkan çift taraflı fırçalardan oluşan ikili set. Şu şekilde bildiğimiz Ecotools zımbırtısı içerisinde geliyor (adı aklıma gelmediyse demek ki :)) 


Bence makyaja yeni başlayanlar için çok harika düşünülmüş bir set. Normalde de elim buna gitmeye başlamıştı ki , tüm makyajımı dün bununla denedim sırf bu yazıyı yazmak için. Veeee ta- taaaa! Tam istediğim gibi seyahetlere götüreceğim acil durum kitini buldum sanırım.

Ecotools hayvanlar üzerinde test yapmayan bir firma. Fırça saplarını bambudan, şu aliminyum görünen bakıra dönük kısımları da dönüştürülebilir metaryelden yapıyorlarmış. O yüzden bizden bir artıyı zaten alıyor. Daha önce göz setini ve concealer brushı da denediğim ve memnun kaldığım için şans vermek istedim. Gelelim ayrıntılara:



Fırçaların üzerine nasıl yazıldıysa size de aynı şekilde aktarmak istedim. Lakin Ecotools yazısının görünmesi açısından diğer taraflarını çekmeyi akıl edememişim :)

Ben daha önce de bahsettiğim üzere düşük göz kapaklarına sahibim. Dolayısıyla makyaj yapmak hele hele far sürmek çok zevksizdi. Makyaj yapmak eziyet haline geliyordu. Sorunumu çözdüm sanırım. 4-5 kere denedim ve en sonunda bu iki fırçayla tüm makyajı nasıl çıkarırım buldum.

Mesela seyahete gittim ve sadece bunları götürmüşüm farz-ı misal :) 
Öncelikle şu ''blend'' dediği şahane karıştırma fırçası ile gözümün olmayan katlanma bölgesinin üzerinden kendime hayali bir katlanma bölgesi oluşturuyorum.  Bu büyük ihtimalle tenimden 3-4 ton koyu bir taupe ile oluyor. Bazen onu göz kapağıma da diğer renklere baz olması açısından uyguluyorum.  Sonra diğer fırçada ''shade'' diye geçen fırça tarafıyla gözümün görünen eyelid kısmına açık renk bir far uyguluyorum. Sonra şu soldaki fırçanın ''smudge'' tarafı ile gözümün dış v sine dikkatli bi şekilde koyu renk bir far uyguluyorum. Tüm bunları tekrar blending brush alıp (peçeteye sürüp önceki işlemden kalan  rengi temizledikten sonra elbette) gözümün dış v sine ve hayali katlanma bölgeme doğru dağıtıyorum. Sonra aynı işlemi tekrar blend brusha biraz far alarak yineliyorum ki daha derin bir ifade elde edeyim. En sonunda da ''define'' tarafı ile üst kirpik diplerime istediğim renk bir far geçip uçlara doğru eyeliner şeklinde uzatıyorum. Bazen bu fırçanın ''smudge'' tarafı ile gözümün altına sürdüğüm farı da dağıtarak işlemi tamamlıyorum.

Sadece hafif günlük bir göz makyajı isterseniz de blend yazan kısımla isteğiniz bir farı göz kapağınıza uygulayabilirsiniz. Hem oraya sanki bir şey yapıştırmışsınız da renk vermişsiniz gibi durmaz- doğal durur; hem de acele makyajlara bire bir olur. Tabi ben bunu düşük göz kapağım nedeniyle yapamıyorum. İlla en az iki renk far uygulamalıyım ki geçiş olsun gözüm şişmiş gibi durmasın.

Ayrıca dört-beş kere denemiş olmama rağmen hiç bir şekilde gözümde irritasyona sebep olmadı. Yine de bu herkese göre değişiklik gösterir tabi ki.

Fırçalarda henüz dökülme olmadı. Yıkarken de olacağını pek düşünmüyorum çünkü tıpkı diğer Ecotools fırçaları gibi yapıları.

 Tek sıkıntısı saklamak açısından olur. İki taraflı fırçaların böyle bir sıkıntısı var. Dik bir şekilde koyarsanız diğer tarafı mahvolur. Ben yatık vaziyette muhafaza ediyorum. Yer kaplaması açısından zorluk oluyor.

Heh; sırf bu iki fırçayla tüm göz makyajı nasıl olacak ki? diyenlere akıl olsun diye sizler için özellikle dün sırf bu fırçalarla makyaj denemiş oldum. Ben gayet başarılı buldum. Özellikle indirimlerde tadından yenmez sanki.

Deneyeniniz var mı acep ? ^^ 
Herkese iyi haftasonları.


19 Temmuz 2015 Pazar

Ankarada Eymir Gölü ve Intervan Bisiklet Kiralama Rezaleti

Selamlar arkadaşlar 

Daha önce de bahsettiğim gibi bloğu sadece kozmetik amaçlı açmadım. Gerçekten beğenip beğenmediğim her şey benim için önemli. Bu da onu kanıtlayan yazılardan bir diğeri olacak.

Ankarada gidilip görülecek çok yer mi var ki? Hayır , pek öyle denemez aslında. İstanbul gibi adalarımız yok, tarihi mekanlarımız yok, denizimiz yok ama gölümüz var  :) Bize bu şehri sevdiren göl Odtü'nün Eymir Gölü. 

Buranın balık ekmek yenebilecek büfeleri, güzel restauranları var. Yaz kış gidip kafa dinlenecek bir yer. Özellikle göl kenarında bisiklete binmek isteyen herkese tavsiye edebileceğim bir yer. 

ANCAK ...

Zevkini çkarcağım bir şey olursa mutlaka onun sonunda kötü bir şey yaşanır ya, bu  gün de o günlerden biriydi sanırım. Hiç şansım da yoktur zaten. Her neyse. 

Dün gittik bir güzel gezdik, 2 arkadaş olarak Intervan bisiklet kiralamada 3 saati 20 lira olmak üzere anlaştık. Burada bisiklet kiralama saat başına 10 lira arkadaşlar. Nüfus cüzdanınızı teslim ederek alıyorsunuz bisikletlerinizi. Kendiniz seçebiliyorsunuz felan. Aldğım bisikletin de freni tutmuyormuş.Bu arada bisikletlerinizi nereden alırsanız alın mutlaka kontrol edin. 

 Neyse karlı iş yaptık sandık. Tam gün kiralamak isterseniz eğer 30 lira verip bu işten kurtuluyormuşsunuz. KİŞİ BAŞI 30 LİRA GÜNLÜK zaten çok pahalı olduğunu düşünüyordum ki orada yüzlerce kişinin bisiklet sürdüğünü düşünürseniz bu gerçekten çok büyük bir meblağ.

Neyse fotoğraflar çekildik, yedik içtik büfenin etrafında felan...Zamanın çoğunda binemedik bile bisiklete. Saat 14:10 ile 18:00 arasında bisiklet yanımızdaydı. Aklımızdan ''Büyük ihtimal tam gün kirası alırlar 4 saat için, yani 30 lira, biz de 20 şer vermiştik zaten, 10 lira daha veririz'' diye gidip kiralama şirketinde bisikleti teslim etmeyi düşünüyorduk. (Bu arada gölün etrafı 11 kilometre imiş, yani zaten 1 saat, 2 saat felan o gölün etrafında turlamak için yeterli olmaz. Bir dakika fazlanın bile fiyatını bir saat olarak ödersiniz.)

Annemin ' Herhalde tam gün oluyor'' demesiyle birlikte, oradaki bayanın 'Hayır, saat başı aldınız siz, 20 şer daha vereceksiniz '' diye bağırması bir oldu.Bir yandan da kasanın altında çekmece gibi bir şeyden çıakrdığı paraları sayıyordu iştahla.

 Yanımda en yakın arkadaşım ve annem var. Anneme bağırması ile birlikte benim sinir sıçramam başladı. Normalde sabırlı insanım ama aileme saygısızlık yapılmasına asla tahammül edemiyorum. Neyse susuyordum, en yakın arkadaşım da orada bir şeyler söyledi ama kadının pazarlığa zerre tahammülü yoktu. Ona da sesini yükseltmiş ve çok katı şekilde konuşmaya devam edince, zaten parayı verip dönmek isterken birden içimden geçeni yaptım. Arkadaşıma çok yakın mesafeden ve sessiz olarak ''Ne kadar para kazanıyorlardır kimbilir'' dedim. Gayriihtiyari. Sonuçta iç sesiniz dışınıza yansır ya  şok halinde, aynen öyle oldu. Kadınla bire bir bile konuşmadım yani. Birden; muabbetimize atladı. ''Ne kadar kazandığım seni ilgilendirmez!!!!!!!!!!!!!!!, TERBİYESİZ''

Arkadaşlar inanın elim ayağım titremeye başladı. ''Evet ilgilendirmez ama bir daha asla da gelmem, geleni de göndermem buraya'' dedim.  (Olaya bakın terbiyesizlik yapan kendisi olmasına rağmen bir de bana terbiyesiz damgasını yapıştırdı orada. )

Kadın ısrarla bağırıp '' Parayı da ver bir daha da gelme istemiyorum seni burada'' diye bağırmaya devam etti. Ben de '' Hayatta gelmem zaten, ama bunu akşam da internete  yazacağım, birileri okur nasılsa'' dedim yüksek sesle. ''O zaman yalancının tekisin'' diye bağırıyor hala. ''Blogda hiç bir zaman yalan söylemedim şimdiye kadar'' dedim. Ama elim ayağım titriyordu artık. Yanına almış iki tane  ufacık tefecik kız bir de adam. Adam gitti ilerde sessiz sedasız durdu öylece tartışmaya girmedi bile. Kadın çok yüksek ihtimalle ona güveniyordu. Karşısına almış kendinden onlarca yaş küçük, kısa ve daha çelimsiz birini ya, genellikle ezmeye çalışır böyleleri. He bu arada aklınızda bulunsun, asla da yanınızda birileri daha tartışırken tek başlarına tartışmazlar, mutlaka sizi tek yakalarlar.

Parayı masaya resmen fırlattım. Zaten önüne düşmek üzere olan parayı havada kaptı kadın. ''Haram olsun'' dedim.  O da ''Bisiklet de sana haram olsun'' dedi. ''Bisikletin nesi haram olacak zaten kazıkladın'' dedim. Bir yandan bana bağırmaya devam ediyordu o an sadece ses kulaklarımda vonluyordu artık. Ne dediğini bile dinleyemedim. Ardından da;  ''Müşteri her zaman haklıdır sen halen bağırıyorsun'' dedim. Sonra baktım arkadaşım tedirgin oldu. Sırtımdan beni iterek ortamdan uzaklaştırmaya çalıştı. O beni  ''Hadi gidelim artık sakin ol'' diye ittirmeseydi ben orda ciddi ciddi kavgaya karışırdım arkadaşlar. Oradan ayrılırken de ''Canın cehenneme'' diye bağırmışım. Amerikanvari olmuş biraz :D Sonrasında çok güldük arkadaşımla. 

 Kadın hiç susmadı arkadaşlar. Bana bu şekilde bağırılıp saygısızlık yapılmasını da hiç sevmem. Hiç dayanamayacağım  şey. Hayatımda dayanamadğım iki şey varsa biri adaletsizlik, diğeri aileme saygısızlık. Haksız kazancı zaten saymıyorum, tartışma sebebimiz o.

Sonrasında annemleri aradım arabayla gidecektik. Ama o kadar sinirliyim ki yaklaşık 2.5 mislim uzunluğunda ve genişliğinde olan o kadından hıncımı alamıyorum. Saygısızlığı yüzünden elim ayağım titriyor. Keşke bir laf daha dese de direkt dalsam diye düşündüm. Annemler arabayla gelmeyi geciktirince özellikle oralarda gezindim tek bir laf daha söylesin diye. Söylemedi. Söyleseydi gerçekten gözüm dönmüştü.

Lakin şunu unutuyorum. Böyle insanlar genellikle boş gezmez. Mutlaka silahı vs vardır. Tedariklidir yani. Neresinden ne çıkaracağı belli olmaz. Zaten o nedenle nüfus cüzdanını alıyor ki itiraz edemeyesin.  Olur da itiraz edersen diye öyle bağıran, sana terbiyesiz diyerek yansıtma yapan insan cinslerini koyuyorlar oraya. Biraz kafası bozulsa para için adam öldürür belki. Bu benim sonradan aklıma geldi. 

Sonuç olarak arkadaşlar, 20şerden 40 lira fazladan almak için kadın neredeyse kan çıkarıyordu. 40 ardan 80 lira verip über kazıklandığımız yetmiyormuş gibi, güzelim günümüzün sonu da kötü bitti. INTERVAN BİSİKLET KİRALAMAYI BU NEDENLERDEN DOLAYI ASLA VE ASLA TAVSİYE ETMİYORUM. Aklınız varsa gider iki adım ötede, at çiftliğinin hemen yanından veya bu Intervan kiralamanın karşısındaki kiralamacılardan kiralarsınız. Belki bu kadar saygısızlık görmezsiniz.

Hepinize güzel günler diliyorum. Kimseyle böyle tartışmalar yaşamamanız dileğiyle.

27 Haziran 2015 Cumartesi

LGBTQ LoveWins Rainbow Manicure

Selamlar arkadaşlar
Aslında bugün aklımda ne zamandır tanıtmamı bekleyen Revlon Chameleon renginin manikürü vardı. Ama dün gece gelen güzel haberle bu manikürün bu güne daha çok yakışacağını düşündüm . 

Today i m gonna show u LoveWins manicure. The news makes me so happy guys, soo i'll share my happiness with you :)



Kullandığım ojeler( Products i used) : 


-Flormar Plus Quartz 003
-Rival de Loop Young #17 Precious Metal
-Essence Color&Go 64 Be Optimistic!
-Rival de Loop Young #11 Exotic Tropic
-Rival de Loop Young #24 Indian Feeling 
-Essence Color&Go 180 It's Raining Men! 
-Flormar Supershine Miracle Colors  U25 
-Rimmel London Coctail Colors 110 Baby Bellini
and forgot to mention above ->
 Essence Nail Art Express Dry Drops, Essence Studio Nails Pro White Glow  

Sonuç şu şekilde :) 
Here is the result: 





Degradeli geçiş makyaj süngeri ile yapıldı. 
Gradient effect was done by makeup sponge.

Darısı ülkemizin başına. Hatta aslında ondan da önce, kadın cinayetleri ve tecavüzler için çoktan gelmesi gereken yasalara.  Tüm dünya medeniyetin dibine vururken biz nerelerdeyiz demek istemezdim ama, görünen köy de klavuz istemiyor.

Ayrıca, eşcinsellik hastalık değildir, homofobi bir hastalıktır.
Neyse sosyal mesajımı verir kaçarım :P 

Beğendiyseniz instagram takibine alırsanız memnun olurum.


24 Haziran 2015 Çarşamba

Koton Beauty Kaş Kalemi ve Kaş Maskarası (Esmerlere Uygun)


Aylar önce bir ara Koton markası kozmetik işine de el attı. Ben de onlardan bu güzellikleri kaptım. 



Kaşlarımı önceden doldurmazdım. Hatta kaşın doldurulabileceği fikri bile aklıma gelmemişti. Evet, o derece kötüydüm bu konularda. Yavaş yavaş açılıyoruz 2-3 senedir bakalım. :) 

İlk başta Essence in kaş farlarını aldım, onu uzun süre kullandım. Doğal duruyordu ama eğer aceleyle fırçaya biraz fazla almışsam, işte o zaman çok sert ifade veriyordu. Sonra kahverengi kaş kalemi kullandım yine Essenceden, baktım bu sefer rengi tutturamadım.Flaşlı fotoğraflarda o kızıllık direkt belli oluyordu. Sonra geçtim bildiğimiz 2b kurşun kalemine. İşte şimdi harika oldu derken onun da kaşlarımı döktüğünü ve fazla bastırmışsam cildimi yaraladığını farkettim. Tam bu işten vazgeçecektim ki bu renklerle karşılaştım.

Ne yazık ki ülkemize gelen renkler hep çok kısıtlı. Ya çok sarı geliyor -ki bizde çok sarışın nadir- ya da çok koyu renk geliyor bu sefer de kumrallar faydalanamıyor. İşte o yüzden bu renk bence çok güzel düşünülmüş. Çünkü genelde saç renklerimiz kahvelerde takılıyor ama kaşımız ondan daha koyu duruyor. Misal benim için bu böyle. Saçım kızıllık içeren kahverengi iken kaşlarım neredeyse siyah.

Neyse her zamanki gibi uzun çeneden sonra ayrıntıya geçeyim. Sol tarafta gördüğünüz kaş maskarası sağdaki de kaş kalemi. Bu iki renk birbirinden çok farklı gibi görünüyor ama çok yakın.


İkisinin de numarası 903 antrasit brow. Brown değil yalnız bu şekilde yazmışlar. Ki, ikisi de kahverengi değil zaten. Küllü gri gibi.

Benim uygulama şeklimse, kalemin ucunu açarak sadece çok boşluk gördüğüm yere yukarı doğru doğal kıl varmış, çok bastırmadan gibi birkaç çizgi çekmek. Daha sonrasında da arkasındaki tarağı ile taramak. Sonra da kaşlarımı maskara ile sabitlemek şeklinde.

 Kaş maskarasının çok ufak olması benim için çok pozitif bir özellik çünkü kaşım aşırı eksik değil. Sadece uç kısımlara ve içlere doğru boşluklar var. Bunun uygulanışı da, ufak bir karşılaştırma yaparsam Rimmel London kaş maskarasından daha kullanışlı geldi bana. Çünkü onun aplikatörü göz için üretilmiş maskaralar gibi. Uygulamakta zorluk yaşayabiliyorum. Onu da bir ara  yazarım eğer isterseniz. 

Benim kaşlarım gün içinde aşırı derecede oraya buraya dağılan kaşlardan değil. O yüzden tutuşu konusunda bir şey söylemem yanlış olur. Açıkcası kaşım aşağı yukarı oynasa da pek kafama takacağımı düşünmüyorum. Ama kaşlarımı bu maskara ile yukarı kaldırıp istediğim gibi şekillendirebiliyorum. Kesinlikle ve kesinlikle benim kaşlarımda ağırlık yapmadı. 

Kaş maskarasının peşin fiyatı 13 lira, kaş kaleminin peşin fiyatı 6 lira ve ben indirimi bekleyemeden aldım. Bu tarz şeyler indirime kalmıyor genelde. 

Eğer kaş ürünlerinin kızıllık verdiğinden yakınıyorsanız tavsiye ederim.



20 Haziran 2015 Cumartesi

Bioderma Photoderm Max Ultra Fluid SPF50 (Light)

Selamlar arkadaşlar 

Bugün sizlere artık üzerinden yaz geçmeden üşenmeyip yazmam gereken fakat çok geciktirdiğim bir güneş kremi yazısıyla merhaba diyorum.



Ürünü geçen seneden beri zaman zaman kullanıyorum artık yeterince fikre sahibim.

Bu arada baştan söyleyim ürün bana gönderilmedi. Kendim aldım. Hatta keşke gönderilseydi :D Zaten Bioderma, La Roche Posay, Avene gibi dermokozmetik markalarından memnun kalmadığım ürün pek olmuyor. Bu da beni çok az özelliği dışında pek şaşırtmadı. 

Geçen sene dermatoloğa gittiğimde cildimin aşırı hassas olduğunu soğuğa ve sıcağa karşı çok toleranssız olduğumu söylediğimde bana bunu önermişti. Renklisini aldım ki renkli nemlendirici misali kullanabileyim. 

Cildim şu an başta hassas ve nemsiz  olmak üzere kuru/karma ve toleranssız. Yalnız, yağlı ürünler kullandığımda da ufak tefek sivilceler baş gösteriyor. O yüzden yağlı ciltlerin de kullanabileceği bu üründen yana kullandım terciğimi. Vaatleri şu şekilde :


Açık renkli olanını tercih etmiş olmama rağmen, ne yazıkki cildime çok turuncu kaçan bir alt tonu var. Daha natural bir tonda olsaymış çok daha iyi olurmuş. Benim cildim kışın NC25 yazın NC30 ve şu an yaz mevsiminde olmamıza rağmen bende bile koyu durdu.(Gerçi Ankara'ya ne kadar yaz geliyor orası da tartışılır) Dağıtılınca ve dağıtılmadan önceki hali de aynı şekilde bir iki ton kadar değişiyor.  Fotoğrafta bir dağıtmadan önceki hali, bir de dağıttıktan sonraki hali var. 


Gördüğünüz gibi 4-5 ton koyu kaçıyor. Ama bu tarz kremler elden swatchlanmaz normalde. Ciltteki duruşa bakmak lazım. Şu an cildim, elimden 1 ton koyu olsa yine koyu. Tabi bu yine de kullanmayacağım manasına gelmiyor. Üzerine pudra kullanıp renk eşitleyerek kullanıyorum.

Ben bu arkadaşı expert face fırçası ve elimle denedim doğal olarak elimle daha düzgün bir sonuç aldım çünkü ürünün asıl özelliği güneş kremi olması.

SPF50 olması ile güneş koruması zaten başlı başına iç rahatlığı veriyor.

İlk sürüldüğünde sanki ''eeeyyyvaah bu kesin sivilce yapacak bende'' dedirtiyor, ama panik olmayın cilt ile hemen bütünleşiyor  ve o yağlı his kalmıyor.

Üründe kapatıcılık azdan ortaya doğru. T bölgesi 4-5 saat sonra parlama yapıyor.
Altına nemlendirici kullanmanıza gerek yok ürünün kendi özelliği krem olması zaten.

Kokusuz, parabensiz, parfümsüz olması çok güzel bir özelliği. Güneşten kaçalım hem de birazcık renk versin derken güneş lekesi istemeyiz.

Suya dayanıklı olduğu söylenmiş ama ben renkli nemlendirici ile suya girmeyi tercih etmem ne olursa olsun :D

İçerikte ilk beş sırada alkol felan yok ama sonlara doğru  mineral oil var.

Ekstra siyah nokta yapmadı. 

Ürünü ben tercih ettiğimde 75 lira gibi bir fiyatı vardı. Şimdi de sitelerde o civarlarda bulabiliyorsunuz.

Beni instagram hesabımdan takip ederseniz çok sevinirim.
Herkese iyi hafta sonları.


5 Haziran 2015 Cuma

The Balm Put a Lid on It Far Bazı

Selamlar arkadaşlar

Bu yazımda sizlere The Balm'ın Put a Lid on It Far Bazından bahsedeceğim. Daha önce de söylediğim gibi, kimin ne kadar yazdığı veya ürünlerin popüler olup olmadığı beni ilgilendirmeden yazıyorum demiştim. Bu far bazının daha önce bin sefer yazılmış olduğunu da biliyorum :) Ayrıca, her zaman olduğu gibi yine hiç bir firmayla henüz anlaşmam olmadığını, olsa dahi dürüstlüğünden her şeyi açıkca söyleyecek iyisini kötüsünü belirtecek yazılar yazacağımı da söylemiştim. 

Bu baz da Gratis indirimlerinden birinden alınmış olan ve The Balm markasının ''alınması gerekenler'' listesi olsa, başta olması gereken ürünlerinden diye düşünüyorum.


Baz bu şekilde tüpte geliyor. Tabiki inanılmaz güzel  pin-up görüntüsü kutusunda mevcut :) O The Balm'ın olmazsa olmazı. Fotoğrafını çekmeyi unutmuşum.

Bu bazlar ben gibi far sürme özürlüsü insanın bile işine yarayabiliyor cidden. Yani en azından The Balm için ben bunu söyleyebilirim. Aşağıdaki miktar kadar iki göze birden yetiyor.


Şimdi öncelikle soran vardır belki bir far bazı ne işe yarar? Far bazı gözünüzü makyaja hazırlar, farlarınızın rengini canlandırır ve yağlı-aşırı kuru göz kapaklarında birikme problemlerini önler. Benim göz kapaklarım sorunlu değil ama, hooded eyes dedikleri düşük göz kapağına sahip olduğum için, göz kapağım bir miktar düşük kısmın altında kalıyor. Bu da kapakların nemli kalmasına sebep oluyor. Dolayısıyla makyaj tutmuyor.

Ben de, ''bunu çözecek bir şey yok herhalde şu kızlar ne yapıyor sürekli makyaj mı tazeliyorlar?'' diye düşünürken bu far bazı meselesiyle tanıştım. Meğer göz kapaklarında makyaj durmayanlar hep baz kullanırlarmış :)) 

 Gösterdiğim  kadar bir miktar alıyorum. Gördüğünüz gibi hafif sedefli bir yapısı var (ancak belli olmuyor merak etmeyin) ve krem gibi değil sanki silikonumsu kıvamı var.  Yüzük parmaklarımı birbirine sürtüp, iki gözüme de uyguluyorum. İki dakika bekleyip üzerine farımı, eyelinerımı -ne varsa artık- uyguluyorum. Ta taa! Akşama kadar akmayan bulaşmayan far görüntüsü. 6-8 saat, hatta soğuklarda 10 saate kadar kalıcı olabiliyor. Sadece çok sıcaklarda çok az bir birikme yapıyor 4 saat sonrasında. Ama dikkate alınacak kadar bile değil o derece. Farların rengini gerçekten canlandırıyor mu sorusuna da yanıtım şu fotoğrafla olur :


Yukarıda hem farın, hem eyelinerın baz üzerine uygulanmış halini görüyorsunuz.(İki kısma da iki kat far uygulandı) Eyelinerda çok büyük bir fark yaratmasa da,  farlarla aynı şekilde  çok güzel tutuyor. He bu arada unutmadan, pirinç tanesi kadar almalısınız, daha fazlası çok gereksiz oluyor ve birikiyor. Önemli olan kısım kesinlikle daha fazla alınmaması gerektiği. Bir pirinç tanesi iki göze birden yetiyor. Yani bu tüp ömürlük gidecek herhalde bana :D Keşke far uygulamayı da becerebileydim de, şahane makyajlar çıkaraydım :) Bende hiç bir şekilde irritasyon yapmadı. Ki bloğu takip edenler tüm cildimin çok hassas olduğunu bilirler.

Bu bazı %50 indirim ile sanıyorum 20-25 lira civarı bir fiyata almıştım. Tekrar bittikçe tercih ederim. Ama bir ürün popülerleşti diye hemen fiyatını abartırlarsa.... hooop hemen aldatırım onu da söylemeden geçemeyeceğim.

Şu da meraklısına içerik bilgisi :


Yazıyı burda sonlandırıyorum. Herkese iyi hafta sonları diliyorum. Instagramdan takip etmek isteyenleri bekliyorum :)

11 Nisan 2015 Cumartesi

Şubat- Mart Ayı Bitenler

Bir geç kalmış bitenler yazısından daha merhaba
2 aydır bu cicileri kullanmışım . Tabiki iki ay boyunca kullanıp bitirmedim, ama bu aylar içinde bitenler bunlar. 

Niye yazmadığım konusuna gelirsek de ameliyat oldum. Normalde bloggerların bahane sunmasını çok gereksiz görüyorum ama  bahanem gayet haklı bence . Bir de sağolsun kimse instagramdan takip etmiyor. Boşuna kürek çekmenin manası yok diye düşünmeye başladım. Okuyup kaçmayın öyle :) Neyse çok konuşan bloggerdan sevgilerle yazıya girişi yapıyorum artık.


1-Lilibe Makyaj Temizleme Pamuğu : Rossmann'ın kendi markasına ait bu makyaj pamuğundan çok çok memnunum. Kaçıncı pamuk bitirişim bilmiyorum ama daha önce bitenlere eklemediğimi farkettim. Markette kötü pamukların 40 lı 50 leri 2.5 tl iken bunun indirimlerde aynı fiyata gelmesi beni bu pamuklara itti ama iyi ki itmiş. 1 benri 2 bu pamuklar derim, he bu arada aloe veralısında normalinden fark göremedim. 

2- Durance Ancian Rose Nemlendiricişu yazımda bahsettiğim nemlendirici. Çok memnundum. Dibini bulduğumda ağlayacaktım. Bu arada pompalı olduğu için dibinde kalan kısmı da zor çıktı.Ters çevirip bekletip dibindekini kullanayım dedim yoğun kıvamından dolayı akmadı. Bu kremde bir tek bunadır sitemim.

3-Ritüel de Beaute Siyah Nokta Temizleme Bandı : 3. kutuyu bitirdim. Şu yazımda bahsetmiştim. Çok kuvvetli çekim gücü vardı. Diğer tüm bantları denedim bunda karar kılmıştım. Ama sanırım bant olayına geri dönmeyeceğim. Çünkü tüylerimi de çekiyor. Sarı tüylü olsam neyse.. Banyoda çıkarmak derdindeyim artık. 

4- Gratisin İsimsiz El kremi : Evet bildiğiniz isimsizdi zaten tükenmiş, yeni versiyonu artık isim almış. Vanilya kokusuna hayranlığımdan almıştım. 2.5 tl idi sanırım. Gayet güzel emilimi vardı yeterliydi de ama paraben içeriyordu. O yüzden bir daha tercih etmem. Parabene takık olmayanlar için güzel bir seçenek olabilir.

5-Isana Kıvırcık Saçlar için Saç Köpüğü: Ne yaptıysam bu köpükle anlaşamadım. Saçımı sertleştirdiği için banyoda bile açamıyordum yolmak zorunda kalıyordum. İlk baştan çok iyi anlaştığımı ve güzel şekil verdiğini düşünmüştüm, 2. şişeyi almıştım ama banyo derdinden bir daha almayacağımı farkettim. İndirimlerde 4 tl gibi uygun bir fiyata geliyordu.

6- Down Under Naturals Fruits&Kicks Saç Köpüğü: Hayatımın köpüğü. Diğer köpüklere göre çok pahalı. O yüzden ancak indirimlerde, ya da yerel parfümeride uygun fiyata geldiğinde alabiliyorum kendisini. Çok mükemmel tutuyor ve pırıl pırıl duruyor. Dalgalar tam istediğim gibi oluyor yapışmıyor. Banyoda kolayca açılıyor. Tek tek lüle lüle oluyor-du tabi artık. Şu an yeşilini denemek için aldım, bitirdiğimde ondan da bahsedeceğim. Ama dönüp dolaşıp geleceğim köpüklerden biri olduğu kesin. Tekrar alınacak yani.

7-Lush Fair Trade Honey Şampuan : Bu şampuanı ne umutlarla almıştım :( Lusha gitme amacım aslında tamamen kıvırcık saçlar için olan şampuanını almaktı. Tabi o zaman daha kapanmamıştı ki Lush :/ Her neyse, kıvırcık saçlar için olan kalmamış. Bu da çok benziyor nemlendirici dediler verdiler. Almaz olaydım. 70 lira vermiştim üstelik tüm param çöp :( Bir daha emin olmadığım bir şeyi almam. Hatta şampuana bu kadar para da vermem organik olmadığı sürece. Temizlik hissi mükemmel, tek seferde azıcık şampuanla gıcır gıcır oluyor saçlarınız. Ama benim çatır çatır kuru saçlarımı adam edemedi. Yine de erkek bloggerlardan çok memnun kalan öğrendim. Bknz. care4male, onorr eğer doğru hatırlıyorsam. Yanlışsam uyarın.

8-Fresh'n Soft Makyaj Temizleme Mendilleri : Ortalama bir makyaj temizleme mendili. Gratis veya Watsonsda kasa indiriminde vermiş olmaları ihtimali yüksek. Çok beğendiğim bir mendille daha tanışmadım. Zaten bunlarla anca kabasını alırım. Derin temizlik yapmadan yatamıyorum.

9-Rival de Loop Kütikül Kalemi: RDL den beklenmedik hareketler. Çok kaliteliydi halbuki Rossmann'ın ürünlerinin çoğu. Kuru resmen bu kalem. Benim gibi her şeye dikkat ederek kullanan birine bile yaramadı diyebilirim. Neyse ki ucuzdu.

10-Alterra Vitaminli Peeling: Bu da Rossmann'ın kendi doğal adı altında piyasaya sunduğu peelingi. İçeriğe bakınca gerçekten daha temiz diğer markalara göre. Temizleme hissi de süper.Ama yok, bana peelingler yaramıyor(hassas-karma-nemsiz cilt) onu gördüm. Yağlı ciltli bir arkadaşıma gayet iyi geldi. 

11-Avene Antirougers Jour Redness Relief: Bu kremden oldukça memnunum. Yedekledim bir dahaki kışı bekliyorum kullanmak için. Tık tık bahsetmiştim daha önce bundan da. Bozulacak sandım çünkü bitmek bilmedi. Çok bereketli çıktı.

12-Pure'n Soft Daily Protection İntim Temizleme Sıvısı: Bu tarz ürünler olmadan banyo yapamaz oldum. Temizlik hissi bir başkaymış gerçekten. Ayrıca genital bölge sabunla temizlenmez arkadaşlar. Doktora da danıştım temizlenmezmiş. Hastalıklara davetiye çıkarmak istemiyorsanız bir intim temizleyici edinin derim. Ama bu köpürmeyen cins ve paraben var. Hem de öyle bir değil baya bir. O yüzden bunu bir daha tercih etmem sanırım.

13-Sante Organic Gel Douche Shower: Ananas ve limonlu bu duş jeli harika cidden. Organik olması, kokusu, verdiği temizlik hissi...Cidden bayıldım. Ama ne yazık ki organikliğinden, 26 lira felandı hatırladığım kadarıyla tr.de. Üstelik de gramajı az. Çok yakın bir arkadaşım yurt dışından getirdi bunu hediye. Vallahi yoksa duş jeline vermezdim o kadar para :D 

14- Garnier Makyaj Temizleme Solüsyonu: Bu sıvı kıvamdaki solüsyonlar makyajı, özellikle de göz makyajını mıknatıs gibi tek seferde pamuğa toplama hünerleriyle ünlüler. İlk aldığım şişe tam da bu işlevi layığıyla yerine getiriyordu. İkinci şişede ne olduysa oldu, artık eski performansı vermiyor. İki pamuk kullanıyorum yine de çıkmıyor rötüş istiyor. Evdeki makyaj temizleme bıdıbıdıları bitene kadar yenisini almam.

15- Rival de Loop Natural Makyaj Temizleme Sütü: Defalarca süt denedim çok markanın, ama yok süt de benim cildimle uymayan bir temizleme yöntemi. Dairesel hareketler ne yazık ki kızarıklığımı artırıyor. Bunda da sonuç değişmedi. Zaten gözde kullanılmıyormuş. Cilt için sadece. Temiz cildimi temizlemek için kullandım. Makyaj temizlemek için- bızımla değilsın.

16-Yves Rocher Moisture Boost Concentrate Normal& Combination Skin : İşte buu! Yves Rocher'in bir serumu cildine yarayacak deseler hiç inanmazdım cidden. Hafif bir serum olmasına rağmen benim burun kenarımda başlayan  ince kırışıkları açtı. Ama ilk baştan yapış yapış bir etki veriyor. Sonra emiliyor. Yaz ortasında tekrar tercih edebilirim. Elimde başka bir serum var şu an.

Sorunuz olursa msjdan alabilirim. İnstagram takibine de bekliyorum.

26 Şubat 2015 Perşembe

Durance Ancian Rosa Moisturising Face Cream


Durance Antik Güller nemlendirici Yüz Kremi: 

Hooof güller felan! İyiden iyiye kendi kendine romantikleşen ruhuma dokunuyor. Bildiğin kendi kendimi düşüne düşüne... İyi mi kötü mü bilemedim. Sonsuza kadar da söyleyemem kesinlikle. Kahpe kader. Umarım görmezsin. Bir tarafıyla güler kesin. Haklı olarak... Gerçi görmez de işte... Öyle bir şey... Öhö!. Neyse... Konuya giriş yapıyorum.

Organik ürünlere olan ilgim daha yeni başlıyordu ve iyi bir nemlendiriciye de ihtiyacım vardı. Ne zamandır arıyordum güzel bir nemlendirici.

Durance'den bir mesaj...Bingo! Bazı ürünlerde sadece iki saatliğine indirim olmuş. Sabah 10dan 12 ye kadar. Belki indirimdedir dedim, koşarak gittim. İndirimdeymiş. Çok sevindim kaptım tabiki :) Yalnız kapitalizmin iyiden iyiye kölesi olmuşum. Bana lükslerimi verin, gereksinimlerim olmadan da yaşarım demiş ya Oscar Wilde amcamız, öyle olmuş resmen. Hemen eski tasarruflu, hatta kendime pinti halime geri dönmem lazım!

 Bu kremle ilgili de yabancı bloglar dahil hiç bir yerde review görmedim. O yüzden öne çektim bunu yazmayı. Kim bilir, belki Rusya'dan bir güzel bakmak ister, translatete çevirir felan... udkjkflşrkljgkg yeni başlayan blogger hayalleri :D


Önce kremin kapağındaki vaatlere bakalım: 

''Centifolia gülü özleri ve E vitamini ile cildin yaşlanmasını yavaşlatır. Cildi nemlendirir, korur ve tazeler. %95 +doğaldır, yapay koruyucu, boya, paraben ve phenoxyethanol içermez.''

Buraya yazmamış ama ingilizce kısmında shea yağı, badem yağı, bazu sebzelerin yağları, ayçekirdeği yağı da içerir yazıyor. He bir de epidermisin derinlemesine tabakalarındaki hasarları onarmakta da yardımcıymış. 

Şimdi ben bu güzellikten bahsedecek olursam... Bir kere mis gibi gül kokuyor gerçekten. Öyle kimyasal bir koku da değil, gül bahçesindeymişsiniz hissiyatı veriyor. Cidden! Oh bee dedirten bir koku. Ki takipçiler bilir ben kozmetikte kokuya çok takıntılı değilim.

Kremin  yoğun nemlendirme özelliği olmasına rağmen en ufak bir sivilceye, -onu bırakın- miliaya bile sebep olmadı. 

Banyo sonrası kullandığınızda maske etkisi yapıyor resmen uzun süreli rahatlık sağlıyor.

Ben bu kış Ankara ayazında kullandım. Kış mevsiminde cildim daha nem dengesi bozuk ve daha hassas oluyor; kullandığım her şey kaşıntı yapıyor; bu arkadaş onu da yapmadı. Sabah kalktığımda cildimde güzel bir yumuşaklık oluyordu. 

Aynı zamanda anti-aging özelliği taşıyormuş ne kadar doğrudur bilemiyorum ama ben bunu Yves Rocher serum ile kullandım (onu da bilahare yazacağım) ve bir süre sonra burun kenarımda başlayan yaş ile gelen kırışıklığı az da olsa açtığını gözlemlediğimi söyleyebilirim. Tabi bunun serumla da etkisi var.

Kutusu da şu şekilde:

Gözeneklerimi kesinlikle tıkamadı. Lakin zaten tıkasaydı bile iflah olmaz bir siyah nokta patlaması yaşıyorum. Burnum ve çenem cidden ağlanası bence. Herkes belli olmuyor diyor ama benim gözüme gözüme batıyor sanki. Jiletle kazıyacağım nerdeyse cildimi aaarghh düşündükçe moralim bozuluyor  :(

Her neyse. Pompalı ambalajı var. Bu bence hijyen açısından harika. Yüzüme sürdüğüm şeylere elle temastan inanılmaz huzursuz olmaya başladım. He çok mu titizdin ki? Hayır. Ama cildimde en ufak bir enfeksiyona bile tahammülüm yok artık. Hafif derece rosecea olan cildimi de çok iyi rahatlattı bu arada bu krem.

Tek sorun, şişenin sonuna geldiğinizde dibinde kalan miktar. :/ Onun için halen kozmetik dünyası bir çare bulamadı. Açıp mutlaka geriye kalan miktar için parmağınızı daldırmanız gerekiyor. Ben klan miktarı kulak çubuğuyla bayağı kurcalayarak çıkarmak zorunda kaldım. Bu arada ekleyeyim krem de tamamen tükendi.

Bir pompa benim cildime yeterli olmuyordu ne yazık ki. Çünkü sanki su içer gibi nemlendirici çekiyor cildim. Eğer cildiniz böyle problemli değilse sizde sıkıntı yaratacağını sanmam.

Kremin fiyatı :(( O kısımda çok üzgünüm. 110 lira 30 ml lik krem. İki saatlik yüzde elli indirimi ile 55 liraya satın aldım. 55 lirayı yüz kere hak eder bence. Şu anki fiyatı 110 lira.

This %95 organic moisturiser has a thick consistency but never gives an oily feeling. Smells not a chemical rose as we already known from normal cosmetic brands; but a real rose. It is enriched in some vegetable oils and mostly shea butter. Slowing down the aging process and against damages on skin. The only negative thing is that it is very hard to reach the rest amount of bottom bcs its consistency.


29 Ocak 2015 Perşembe

Aralık- Ocak Bitenler/Atılanlar

Selamlar. Bugün ne zamandır sizlere yazmak için boş kaplarını biriktirdiğim ürünleri yazmak istedim. İki ayın sonuna gelmiş bulunmaktayım. 13 ürün bitirmişim,  ama her zamanki gibi içinde yine makyaj malzemesi yok. Hayatımda göz kalemi hariç makyaj malzemesi bitirmişliğim yok sanırım. He bir de maskara var, yalan olmasın.

Bu iki ay içerisinde bitirdiğim ürünlerim şunlar :


1- Otacı Gül Suyu : Güllü Su değil, Gül Suyu dikkatinizi çekerim. Güllü su olan çeşidi de var ama baktım o bayağı bir katkı maddesi doluydu. Bu doğal olanı. Normal gül suyuna göre daha az ekşimsi kokusu var. Beğendim.Tonik yerine kullandım, aşırı hassas cildimde yine o alerjik kızarıklardan çıkar diye bekledim çıkmadı şükür. Şu an Rosense kullanıyorum, gramajı nedeniyle tekrar alırsam Rosense alırım.

2-Avon Planet Spa Ölü Deniz Minerali İçeren Maske: Bu tamamen olduğu gibi atılıyor. Dolabın kenarında senelerce süründü, çoktan bozulmuş tepkimeye girmiştir. İşte bu yüzden artık bir ürünü açıp bitirene kadar kullanıp yenisini açıyorum artık. Yoksa böyle israfı hiç sevmiyorum.

3-Fresh Line Hesperides Dark Circles-Puffiness Serum: Fresh Line markasının testerını bile çok severek bitirdiğim göz serumu. Benim morluk ve şişlikler troid kaynaklı olduğundan hiç bir şey fayda etmiyor, ama yine de bundaki etkiyi çok sevdim. Elime para geçtiğinde her şeyimi fresh linedan alasım var :D

4-Dermozinc Saç Bakım Maskesi : Eczacının lütfen deneyin kesin çok beğeneceksiniz diye kuru saçlarıma verdiği maske. Ancak tek kullanımlık olduğundan mıdır, benim saçıma uymadığından mı nedir... Fayda göremedim gibi geldi. 

5-Bioderma Sensibio AR Krem: Kızarıklık karşıtı hassas ciltler kremi. Yazısını daha önce yazmıştım tıktık .Bu da seyahatlere götürdüğüm testerı idi. Gayet memnundum. 

6- Vaseline Total Mouisture Yulaf Özlü Krem: Nemlendirmesinden memnundum ama içerik pek iç açıcı değil gibi geldiğinden bir daha tercih etmem herhalde. Kokusu da gayet güzeldi. Vücudumda kullandım.

7- Cedre Bleu Parfüm: Fransadan teyzem göndermişti. Anneme çok maskülen gelmişti bana şutlamıştı. Kullandım ama çok bereketli çıktı. Artık seneler olmuştu ki dibini oda parfümü yaparak bitirdim. Maskülen kokular sevenlere, alabilecek olanlara tavsiye edebilirim ancak çok kalıcı değildi.

8-Pure Via Stevia Tatlandırıcı: Bu ne alaka diyeceksiniz ama demiştim sadece kozmetik yazmayacağım :) Fransadan gelen ürünler arasındaydı. Hoşuma giden ne varsa burda belirteyim. Diyet yapanlar bilirler ki şekeri hayatınızdan çıkarmak ölüm gibidir. Burada imdada tatlandırıcılar yetişiyor. Bu tatlandırıcıyı da stevya bitkisinden yapıldığı ve yüzde yüz doğal olduğu için çok sevmiştim. Tatlandırıcıların, özellikle de stevya tarzı tatlandırıcıların şeker kadar zararlı olduğunu düşünmüyorum ayrıca. Çok bereketliydi. Kesinlikle tavsiye ederim. İmkanım olursa tekrar alacağım mutlaka.

9-Multiactiv Spf15 Hyaluronic Asit İçeren Krem: Sadece testerdan ne kadar anlayabilirim.. Tabiki çok etkisini görmedim. Seyahate götürdüm. AMA 5 çeşit paraben içeriyor. Eczane ürünüymüş, almam.

10- Yves Rocher Antirougers Redness Relief Krem: Bu kremden memnundum. Yazısını yazacağım.Buraya da eklerim. Paraben içeriyordu ama kızarıklığım için çok hoşuma giden bir ürün bulamazsam dönerim.

11- Herhangi bir gliserinli el kremi idi :) El kremi işte. Kokusu ve gliserinli olması dolasıyla bitirdim. Üzerinde markası dahi yok :)

12-Alterra Tüm Ciltler için Temizleyici Köpük: Bu ürün ecocert sertifikalı diye tercih etmiştim. İndirimde 10 lira gibi bir fiyatı vardı sanırım. Temizleme hissinden hoşlanmıştım. Ancak içerikte 3. sıra direkt ''alcohol'' diye geçiyor ve öyle türevleri felan da değildi. Herhalde o yüzdendir ki sanki bir tık kuruttu cildimi gibi geliyordu, o yüzden her cilde değil de yağlıya dönük ciltlere tavsiye edebilirim.

13- Doğuş Mistik Chai: Çok başarılı bir çaydı. Düşünün ki bitki çayı süt ile içiliyor :) Öyle enteresan. Çok güzel bir kokusu da vardı. Diyette olduğum için 3-4 paket bitirdim. Normal düzene geçiş yapınca da mutlaka devam ederim. Ama artık üretilmiyormuş. Discontinued olana kadar ararız napalım :( İçerik: Siyah çay, tarçın, böğürtlen yaprakları, zencefil, vanilya aroması, hindiba kökü, karanfil, meyan kökü, kakule meyvesi, karabiber diye geçiyor :) Vanilya ve tarçın kokusu baskın ki bayılırım. Dukan diyetinde de kullanılıyor.

Eveet benim bitirdiklerim bu kadar, umarım almak istediğiniz işinize yarar bir şeyler hakkında fikir vermiştir. 

23 Ocak 2015 Cuma

Ruby Kisses -Pot O'Miracle Lip Revitalizer

Bugün çok yorgunum yarın... Ay bugün işim var sonra... Şimdi arkadaşla buluşacağım akşama yazarım diye diye geciktirdiğim bir yazı ile daha yeniden karşınızdayım :D

Ruby Kisses'in bu lip balmı ne zamandır gözüme çarpıyordu. Watsonsda bulduğumda kaçırmayayım dedim. 



Yoğun bir mentol kokusu içeriyor ve vazelinimsi bir yapısı var. Fakat beni rahatsız etmedi. Sürdüğünüz ilk anda hafif bir karıncalanma yapıyor ve o tarz hisler bana genelde çok işe yarıyormuş izlenimi verir :D Uzun süredir kullanıyorum ve azalma oranı aşağıdaki kadar.

Çatlağı, kuruluğu önleme ve dudaklarda onarma vadediyor. %2 oranında da nane yağı içeriyormuş.



İşe yarıyor mu peki? Bence kesinlikle yarıyor. Dudaklarım aşırı kurudur. Özellikle kışın dudaklarımda da -vücudumun her yerinde olduğu gibi- iflah olmaz bir nemsizlik yaşarım. Bu ürün ona çare oldu diyebilirim. 

Biirrr de ektsra bir özelliğini keşfettim ki, bu sadece bana da olmadı bir arkadaşımda daha denedik; kesinlikle bu ürün uçuğa da etkili. Belki içinde mentol olmasından kaynaklıdır bilemiyorum. Ama uçuğu olan kime önersem faydasını gördü. Açıldıktan sonra 24 aylık kullanım süresi varmış ama o sürede bitmez. 



Malesef uzun zamanda emiliyor. Ama ben ona da çare buldum, geceleri sürüp yatıyorum. Eskiden sabah kalktığımda her sabah mutlaka dudaklarım soyulurdu. Şimdi soyulmuyor. Su içmeye çalışırken dudağım bardağa yapışmıyor :D Bunu rujun altına sürerseniz mat yapıdaki rujlardan eser kalmıyor onu söyleyim. 

Bir eksisi var o da içerik :( Shea yağı, aloe vera, badem yağı gibi güzel içeriklerin yanı sıra malesef 3.sırada petrolatium içeriği var. Daha sonra da mineral yağ geliyor. Bu kadar kimyasal vücuduna girerken ona mı taktın? derseniz de evet nedense taktım bilemiyorum. Tomar tomar para verdiğim ürünlerde artık kimyasal bazlı bir şey olmasını istemiyorum sanırım.

Ama tekrar alır mısın derseniz de, evet; daha az kimyasal içeren ve dudaklarıma daha iyi gelen bir ürün bulamazsam alırım. Watsons'dan 16.90 a almıştım. İndirim dönemlerinde 14.90 gibi bir fiyata geldiği de oluyor. Yine de Watsonsın artık yeteri kadar indirim yapmadığı düşüncesi de ne yazık ki bende yer etti iyice.

Ruby Kisses Pot o Miracle Lip revitalizer contains %2 peppermint oil it gives a little tingle feeling on your lips which is good for me. My lips are very dry mostly  in winter. I apply it in night when going sleeping because it wants time to absorb. I discovered it helps also for cold sore and also it works the same on one of my friend . But ingredients contains petrolatium and mineral oil u should know if you care about ingredients something like that.

Sorry for my bad English. If you have questions , you can reach me from my e-mail adress.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...